Episode Transcript
[00:00:10] Son dakika gelişmesi.
[00:00:12] Gazze'de bir hastane bombalandı.
[00:00:15] Aralarında bebeklerin de bulunduğu onlarca sivil hayatını kaybetti.
[00:00:20] Birleşmiş Milletler sessiz.
[00:00:22] Uluslararası hukuk sessiz.
[00:00:25] Ve dünya yine sessiz.
[00:00:29] Skandalları bile sessizce tükettiğimiz bir çağda yaşıyoruz.
[00:00:33] Ve artık bazı şeyler skandal bile sayılmıyor. Bu bölümde hep birlikte soracağız. Adaletin sustuğu yerde insanlık yaşayabilir mi?
[00:00:43] Ya da skandalsız bir dünyada vicdan nasıl ayakta kalır?
[00:00:49] Sınır etkisinden sesimizi duyurabildiğimiz herkese merhabalar.
[00:00:54] Ben Kader.
[00:01:24] Skandal kelimesi Yunancadan geliyor.
[00:01:27] Utanılacak bir durumun açığa çıkması demek. Toplumların ortak refleksle tepki gösterdiği, durup bir düşündüğü an var. Prenses Diana'nın ölümü skandaldı. Epstein'in ifşası skandaldı. Çünkü hala Utanıyorduk. Ama artık hiçbir şey garip gelmiyor.
[00:01:49] İnsanlar öldüğünde sadece bir bildirim düşüyor telefonumuza, iki saniye bakıyoruz, sonra kaydırıyoruz.
[00:01:57] Ve işte tam da burada felsefenin devreye girmesi gerekiyor. Hans Kelsen, ünlü kamu hukukçusu. Hans Kelsen'a göre adalet hiçbir zaman mutlak şekilde tanımlanamayacak bir erdemdir. Onun için adalet bir hülyadan ibarettir. Çünkü neyin adil olduğu kişinin değer yargısına bağlıdır. Bir kişi için yaşam hakkı en büyük değerken bir diğeri için ulusal çıkar daha ağır basar. Bu iki görüşü bilimle uzlaştıramazsınız.
[00:02:29] Tıpkı bugün Gazze'de olduğu gibi.
[00:02:32] Çocukların öldüğü bir yerde bazıları meşru müdafaa derken bazıları soykırım diyor.
[00:02:39] Hangisi doğru?
[00:02:40] İşte Kelsin'in de dediği bu.
[00:02:43] Ortak bir adalet zemini yoksa adalet sadece bir yanılsamadır.
[00:02:49] Ama şimdi bir duralım. Kenson'un haklı olması adalet arayışının boş olduğu anlamına mı geliyor? İşte burada da devreye filozoflar giriyor.
[00:03:09] Emanuel Leibniz, adaleti, ötekiyle karşılaşmada doğan etik sorumluluk olarak tanımlıyor.
[00:03:17] Ona göre adalet, soyut bir kavram değil, karşındaki insanın yüzünde başlıyor.
[00:03:23] Hastanede yatan bir çocuk, enkaz altında kalan bir anne, gözyaşıyla konuşan bir baba, Eğer onların yüzüne bakabiliyor ve hala taraf seçmem lazım diyorsan, zaten kaybettik.
[00:03:38] Hannah Arendt'ın da dediği gibi, kötülük sıradanlaştığında yayılır.
[00:03:43] Bugün kötülüğün sıradanlığı küreselleşmiş durumda mesela. Haber bültenlerinde ölüm dediğimiz o önemli şey, istatistik oldu. Oysa vicdan, istatistikle konuşamaz.
[00:03:57] Guy Dever'ın gösteri toplumu dediği şey tam olarak bu işte.
[00:04:02] Gerçeği değil, gösterisini yaşıyoruz.
[00:04:05] Artık gerçek acı değil, dramatik içerik dikkatimizi çekiyor.
[00:04:10] Kanlı bir fotoğraf bile estetik filtreden geçmeden viral olmuyor.
[00:04:16] Gerçek acıdan kaçıyor, onun görsel versiyonunu izleyip geçiyoruz.
[00:04:22] Bugün bir savaş, bir katliam izlenme alıyorsa gündemde kalıyor, almıyorsa haber değeri de kalmıyor.
[00:04:31] Skandal artık reyting meselesine dönüşmüş durumda.
[00:04:35] Ve en çok skandalı kim çıkarabiliyor biliyor musunuz?
[00:04:39] Ünlüler.
[00:04:41] Her zaman olduğu gibi. 10 çocuk daha ölmüş, kaydır geç. Bir aile daha yok olmuş.
[00:04:57] İzlenme sayısı düşükse unut gitsin.
[00:05:01] Sessizlik büyüyor, skandal duygumuz kayboluyor.
[00:05:05] Ve biz insanlığın kıyısında yaşamaya devam ediyoruz.
[00:05:10] Skandal artık sadece ünlülerin hakkı. Çünkü görünür değilsen yok sayılırsın.
[00:05:17] Bir çocuğun ölümü üçüncü sayfa haberi iken bir influencer'ın ayrılığı manşet olabiliyor.
[00:05:24] Sistem de bunu istiyor zaten.
[00:05:26] Unut, kaydır, alış.
[00:05:30] Sorgulama.
[00:05:31] Ne gerek var?
[00:05:35] Ama günümüzde gazsa bir kırılma noktası olarak görülebiliyor. Belki bu defa değil ama bir şeyler değişiyor.
[00:05:43] İnsanlar susmuyor, vicdanlar uyumuyor, bazen sokaklar doluyor, üniversite kampüsleri ayağa kalkıyor. Vicdanlı olanlar, kalbe olanlar susmayı reddediyor. Ve işte burada devrimci bir durum ortaya çıkıyor.
[00:05:59] Yönetenler sustuğunda yönetilenler konuşmaya başlıyor.
[00:06:03] Adalet gerçekleşmiyor belki ama adalet talebi insanlığı hala ayakta tutuyor.
[00:06:10] İşte bu taleptir, bu adalet talebidir bizi insan yapan. Bu mücadeledir bizi utançtan, suskunluktan kurtaran. Ve bu ses her yerden yükseliyor. Belki geç ama güçlü. Belki yetersiz ama en azından var.
[00:06:30] Belki Kelsin haklı, belki Adalet bir hülya.
[00:06:34] Ama o hülyaya inanmak, o uğurda mücadele etmek işte bu. Bu bizi insan yapan şey. Skandallar normalleşmemeli. Gazze unutulmamalı mesela. Adalet susturulmamalı. İşte bu yüzden hep biz söylüyoruz.
[00:06:50] Sessizlik büyürse kötülük de büyür.
[00:06:54] Ama ses yayılırsa umut da yayılır.
[00:06:58] Ses çok önemlidir.
[00:07:04] Sınır etkisini dinlediniz.
[00:07:06] Bizi nereden, hangi zaman diliminde dinliyorsanız hepinize günaydın, iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler diliyorum.
[00:07:38] Sınır Etkisi programını Apple Podcasts, Google Podcasts, Spotify, Stitcher, SoundCloud platformları üzerinden dinleyebilir ve konu hakkındaki görüşlerinizi bize iletebilirsiniz.