Suriye'ye Geri Dönüş: Türkiye’den Ayrılan Suriyeli Çocuklar | Sınır Etkisi

Episode 154 February 20, 2025 00:12:24
Suriye'ye Geri Dönüş: Türkiye’den Ayrılan Suriyeli Çocuklar | Sınır Etkisi
Sınır Etkisi
Suriye'ye Geri Dönüş: Türkiye’den Ayrılan Suriyeli Çocuklar | Sınır Etkisi

Feb 20 2025 | 00:12:24

/

Show Notes

Bu hafta Sınır Etkisi podcastinde, araştırmacı ve yazar Ömer Öz Kizilcik ile sohbetimizin ikinci bölümüyle karşınızdayız. Geçen hafta, devrim sürecinin ortasında doğup büyüyen Suriyeli gençlerin yaşadığı kimlik karmaşasını konuştuk. Bu bölümde ise Türkiye’de yaşamış ancak çeşitli sebeplerle Suriye’ye geri dönmüş sığınmacıların çocuklarına odaklanıyoruz. Sınırın her iki tarafında da hayatta kalma mücadelesi veren, eğitimden kopmuş ve gelecekleri belirsizlik içinde şekillenen bu çocukların hikayelerini dinlemek için bölümü kaçırmayın! https://episodes.castos.com/6019af24a19d28-31318580/1976384/c1e-rd4oghjg8jdfnxqv4-qdw2o1q9cw7-otyd4l.mp3  
View Full Transcript

Episode Transcript

[00:00:04] Speaker A: Yerinden edilmiş, Türkiye'ye kaçamamış ve Türkiye-Suriye sınır hattında sıkışmış bulunan insanlar. Bunlar tam sınırın sıfır noktasında kamplarda yaşıyorlardı. Güven algısı, yani ölümle yaşadıkları duygusal bağ çok farklı. halleri, tavırları, psikolojileri çok bozuk olduğunu bilebiliyorsunuz. Eğitimleri zaten hepsinin aksamışlığındaydı kamptakilerin. Buradaki çocukların öyle bir denklemi yok. Ölüm, hayatın zaten bizzatı için içerisinde. Ve her gün ölümle yüz yüze gelen çocuklardı bunlar. Hayata dair öyle bir beklentili hayatta kalmaktan ibaretti adeta. [00:00:58] Speaker B: Sınır etkisinden sesimizi duyurabildiğimiz herkese merhabalar. Ben Kader. Geçen hafta Suriye Gündemi editörü, araştırmacı ve yazar Ömer Özkızılcık ile birlikte Suriye'de devrim sürecinin tam ortasında doğan, büyüyen ve göç yollarında kimliklerini yeniden inşa eden yeni nesil Suriyeliler hakkında konuştuk. Suriyeli gençler ve çocuklar. Bu hafta Ömer Özkızılcık ile ikinci bölümümüzde Türkiye'de yaşamış ama bir şekilde Suriye'ye geri dönmüş Suriyeli sığınmacıların çocukları ve onların eğitimleri hakkında Ömer Özkızılcık'ın önerileri ve öngörüşleri hakkında konuşacağız. Hazırsanız başlayalım. [00:02:02] Speaker A: Ve şöyle bir şey var. O da benim için diğer bir grup. O da çok ilginç bir grup. Türkiye'de yaşamış ama bir şekilde Suriye'ye dönmüş. Suriyeli sığınmacının çocukları. Onlarla da denk geldim. Hatta Chamamé Meydanı'nda bir ara etrafında 15 böyle Suriyeli vardı. Ve baktım hepsinden Türkçe konuşuyor. Çünkü hepsinin bir Türkiye'den bir ilgisi olmuş gelmişler. Şimdi Chamamé Meydanı'nda beraberdik. Akşam saatiydi. Bunlara baktığımızda bunların dünyaya yaklaşımı ve onların hayata bakış açısı çok daha farklı. Çünkü onlar Türkiye'de bir devletin nasıl olması gerektiğini görmüş ama ülkelerine geri dönmek zorunda kalmışlar. Türkiye'deki özgürlük bu da çok önemli bir faktör olmuş geri dönme bağlamında birçoğunda ve Suriye'ye geri döndükten sonra da ülkeler için bir şey yapma arayışı içerisinde herhalde. Yani orada bir misyon yüklüyor bu adada ve bu da aslında baktığınızda tamam güzel bir şey. Ülkeler için çabalamalı ama aynı zamanda da kötü bir şey çünkü onların psikolojisi açısından bir şeyler yapma ihtiyacını da hissediyorlar kendilerini. Yani bir misyon var. Kendi dertlerini değil ülkelerin dertlerini düşünüyorlar. Bu bir yandan güzel, bir yandan da kişisel olarak ilgili değilse elbette kötü yanında var. Ama tüm bu kesimlerin tamamında şu net. Hepsinde eğitimde aksama var. En az eğitimde aksama olan kesim Türkiye'deki Suviye'li sığınmacılar. Ama hepsinde bir şekilde eğitimde aksamak maalesef yaşanmış. [00:03:27] Speaker C: Eğitimde aksama deyince aslında şundan bahsediyoruz biz. Bir dili öğrenseler bir dilden geri kalıyorlar. Bir dili öğrenseler diğer dilden geri kalıyorlar. Ve ben çoğunda da bu dil konusunu açtım. Bir dahaki sorum da onunla ilgili olacak aslında. Türkiye'de kalıp Türkçeyi çok iyi bilip ama yine de bir Türk kadar iyi bilememek. Çok iyi biliyorlar, evet. Ama mesela çok fazlasını şey yapamıyor. Arapçayı sokak dilini biliyor ama Fusay'ı bilmiyor. Okuması yazması yok ama konuşmada sokak dilini çok iyi konuşabiliyor. İngilizceyi de birazcık biliyor, derdini anlatacak kadar. Yani bu üçünü de aynı bir dil gibi konuşayım. Yani bir şey anlatırken içinde İngilizce de var, Türkçe de var, Arapça da var ki Arapça ve Türkçe ne kadar birbirine benzer ama yani farklı akademik anlamda konuşacak olursak ya da bir dil olarak ana dil diyecek olursak mesela ben Türkiye'de doğan çocukların ana dilinin Arapça olmasının Arapçadır diyemiyorum. Sizce hani bu? Çünkü diyemememin sebebi okumayı ve yazmayı bilmiyorlar. [00:04:37] Speaker A: Şimdi buradaki en önemli mesele şu. Bunu biz dinleyicilerimize anlatmamız gerekiyor. Fırsalan ammice'nin farkı nedir? Şimdi ammice bizim Türkiye'de neye benzetebiliriz? İşte ne bileyim bir Ege ağzı denilir ya ne bileyim bir Erzurum ağzı, Anadolu ağzı. Onun daha sert bir şekilde yani nasıl ifade edelim şöyle düşünelim. Azerbaycan ya da Kazakistan Türkçesini düşünelim. Bu ammice oluyor. Ama Fusa dediğimiz resmi Arapça ve okullarda öğretilen kitaplarda yazılan makalelerde olan ve yazım dili olan Fusa Arapçası o İstanbul Türkçesi ya da resmi Türkçe dediğimiz Türkçe ve arada bil kullanılan kelimeler anlamında çok ciddi farklar var. Ve siz bu Suriyeli sınırcıların ailelerinde öğrendiği yani gündelik hayatta konuşulan Arapça, Ammice, yazı diline dökemiyorsunuz. Bununla yazı yazamazsınız. Bununla kitap da okuyamazsınız. Bununla ancak konuşabiliyorsunuz. Şimdi Arapçanın böyle bir özelliği var. Fusad'ın özelliği ise şu. Resmi dil, her yerde yazabiliyorsunuz, okuyabiliyorsunuz ve Kur'an'ın dili aynı zamanda. Şimdi eğer zaten Fusa diye bir olay olmamış olsaydı, Arapça denilen bir olgu olmazdı ve büyük bir ihtimal Arap diye bir milletle böyle manada olmayacaktı. Çünkü baktığınızda Fas'ta konuşulan Ammici Arapçayla, Suriye'de konuşulan, Suriye'de konuşulan Ammici Arapça arasında çok büyük farklar var. Bunların hepsini bir arada tutsam FUSA. FUSA, okulda öğrenilmesi gereken. Hatta şöyle bir şey var. Günlük hayatta FUSA konuşana şey esprisi yaparlar. Böyle konuşması bittikten sonra sadakallahülazim falan derler. Çünkü böyle sanki alim gelmiş şeyken... Bizde şey olur ya böyle eski Osmanlıca, Beyit Tilal oldu falan. Onlar böyle aa ya bu nasıl... Onun gibi hissederler. Şimdi bu FUSA mı okulda öğretilen değil. Şimdi bunu... Bilmiyor Suriyeli çocuklar. Bu bir. İki, ammiceyi de birçoğu düzgün konuşamıyor. Orada da bir sıkıntı var. Çünkü Suriye gibi yani bir Arap ülkesinde yaşamamışlar. Sadece aile içerisinde yaşamışlar. Sokakta Arapça konuşmaya çekinmişler zaman zaman. Ve Türkçe öğrenmişler okulda düzenli bir şekilde. Ve sizin de dediğiniz gibi hepsinin Türkçe seviyeleri farklı noktalarda. Şimdi bu bizi şöyle bir sorundan karşı karşıya bırakıyor. Bu çocuklar ülkelerine geri döndüklerinde ülkelerinde çok ciddi bir uyum sorumluluğundan karşı karşıya olacaktır. O odaki insanlarla ammice konuşsalar, ammiceleri odaki insanlar gibi değil. Aynı seviyede değil. Okula gitseler fusa bilmiyorlar. Şanslıysalar, fusayı öğrenmişseler, ammiceleri bozuk oluyor. Yani ikisini bir arada götürmüş olan sueli çocuk ben görmedim. Mesela şeyi gördüm, bazı aileler çocuklarına sadece fusa konuşmuş ki bilsin diye. Ona önem vermiş ama bu sefer ammice biliniyor. Şimdi Fusa konuştuğunuzda gülüyor karşıdaki suyeli size. Çünkü çok dediğim belagatlı bir dil oluyor bu. Şöyle bir şey var. Şimdi bunu da Türkiye açısından düşünmemiz gerekiyor. Bu çocuklar G'ye döndüğünde Türkçelere daha tam oturmamış olanların sayısı çok yüksek. ve bunların Türkçeli yağı da kaldığında bu bizim için çok büyük bir kayıp olur. Ben bu bağlamda hem çocukların tekrar uyum sağlaması hem de Türkçeyi unutmaması açısından şöyle bir örneğe sahibim. Bu EBA sistemine biz uzaktan eğitim veriyorduk. Su Ege'ye dönen Sueli çocuklara bunları devam etti. Uzaktan eğitimini sürdüren Sueli çocuklara Türkiye'den biz bir eğitim diploması verelim. Böylelikle bu çocuklar mesela ne yapabilir? Bir sene, iki sene, üç sene bilemediniz. Suviye'de bulundukları dönemde okullara belki doğrudan başlamak zorunda olmayabilirler. Ya da başlasalar bile, oradaki sıkıntı çekseler bile, Türkiye'den ilk ortaokuldan, ilkokuldan mezun olabilirler. Diplomalarını ele alabilirler. Türkçe'yi unutmazlar. Ve bu şekilde eğitim hayatta sekteye uğramaz. Aynı zamanda da şimdi şunu da düşünelim. Bir aileyi hayal edelim. Ailede diyelim dört tane çocuk var ya da üç tane olsun. Birisi üniversiteye başlamış, birisi lise sonda, birisi liseye yeni başlayacak. Ya da lise bidi. Şimdi eğer hemen giderseler iki tane çocuğun üniversiteye hak kazanma diploması olmayacak. Eğer beklerseler bir sene, lise sonda olanı bitirip ondan sonra gidelim derseler, bu sefer en küçüğü kalacak ortaya ve en büyüğü de Suriye'de üniversiteye gidebilecek mi? Tamam önce söylediğin üniversiteler var yine bir şekilde gidebilir. Türkiye diploması Suriye'de de geçerli. Bu sefer en küçüğü lise 2'ye geçemeyecek olacak. Suriye G'ye dönse Suriye'deki eğitim sisteminden mezun olması son derece zor olacak. Şimdi bu lise çağında. Bunu ortaokula bile indirelim, ilkokula indirelim. Ailelerin eğitim noktasında ciddi bir engelle karşı karşıya. Bu da kolaylaştırıcı olarak ben uzaktan eğitim modelinin gerçekten faydalı olabileceğine inanmadım. Ve bunu her bulduğum fırsatta dedirilendiriyorum. [00:09:27] Speaker C: Ki çoğu zaman da ben duyduğum şey aileler işte şeyi bekliyoruz okular kapansın onu bekliyoruz diyorlar şu an bile. [00:09:34] Speaker A: Tabi ya bu yaz okul tatili dönemi olduğunda Suviye'ye çok ciddi bir geri dönüş engelliyor. Şu an birçok aile Bu sene bitsin sonra gidelim. Yaz tatilinde gidelim. Üç ayda yerleşelim. Ondan sonra çocukluğumuz okula başlasın yaklaşım içerisindeler. Muhtemelen biz yaz döneminde çok ciddi geyidönüş rakamları ve sayıları göreceğiz. Ve bu da geyidönen çocuklar için de yepyeni bir hayat. Yani aile onların anne babalığı için Türkiye'ye geldiklerinde yaşadıkları zorluğun benzerini o çocuklar Suriye'ye gittiklerini, vatanlarına gittiklerini yaşayacaklar. Çünkü ne Suriye'yi biliyorlar ne de annelerinin babalarının bıraktığı Suriye'ye bulunmuyorlar. [00:10:18] Speaker C: Zaten aynı Suriye değil yani öyle bulmayacaklar. Bir de bunun geleceğinin de ne olacağı belli değil bir şekilde yani hani şu an bir yönetim var. Bu yönetimin nasıl ilerleyeceğini biz gün ve gün görüyoruz. Nasıl bir şekilleneceğini şu an şahit oluyoruz. O zamana kadar ne olacak o da belli değil. Ki çoğu mesela genç işte mesela gidecek misin sorularına gitmek istiyorum. Tabii ki de gideceğim. Ne zamandırsa ne zamanı bilmiyorum. Bekliyorum en iyi zamanı. [00:10:49] Speaker A: Şu an bir belirsizlik var ama ben Sueli'ye ciddi bir geri dönüş olacağını bekliyorum. Ben Sueli'nin çoğunluğunun geri döneceğini değerlendiriyorum. Ama tamam geri dönmeyecekler elbette. Bu da Sueli çocuklar ve gençler arasında değerlendiğimizde şunu altına çizelim. Öyle ve o böyle bir şekilde Türkiye'de eğitim tamamlamış olan, Türkiye'de üniversiteden mezun olan Suriyeli çocuklar ve gençler ülkelerine geri döndüklerinde çok avantajlı bir konumdalar. Onu da unutmayalım. Çünkü Suriyeli çocuklar ve gençler onlar ülkelerine geri döndüklerinde akanlığının azarına özellikle Türkiye'de eğitim tamamlamış olanlar önemli bir avantaja sahipler. Bu birincisi Türkçe dil bilgisi. İkincisi, Türkiye'deki eğitim her ne kadar biz belki eleştirsek de Suriye'yle kıyas ettiğimizde yine daha iyi bir eğitim var. Kapasiteleri daha yüksek, daha bilgililer, daha bilgimliler, daha çok bildirler ve Türkiye tecrübesinden haizler. O yüzden dolayı o gençlerin ülkelerine geri dönmesi hem ülkeler için hem de kendileri için son derece önemli. [00:11:43] Speaker B: Sunur Etkisi'ni dinlediniz. Bizi nereden, hangi zaman diliminde dinliyorsanız hepinize günaydın, iyi günler, İyi akşamlar ve iyi geceler diliyorum. [00:12:10] Speaker C: Sınav etkisi programını Apple Podcasts, Google Podcasts, Spotify, Stitcher SoundCloud platformları üzerinden dinleyebilir ve konu hakkındaki görüşlerinizi bize iletebilirsiniz.

Other Episodes

Episode 120

May 02, 2024 00:09:06
Episode Cover

Kızıl Saçlı Kız “Ben daha iyi bir nişancıyım!” | Sınır Etkisi

Nazi Almanya’sıyla ilgili pek çok hikaye anlatılır; bunların büyük bir kısmı acı çeken, işkenceye uğrayan ya da ailelerinden koparılan insanların hikayeleridir. Kimi hikayeler de...

Listen

Episode 131

August 08, 2024 00:06:57
Episode Cover

Vatandaşlık Almak Çözüm Mü? | Sınır Etkisi

Hepimiz kendimize bağımsız,  istikrarlı her ne kadar yarınımızı bilmesek de planlı hayatlar kurmaya çalışırız. Bu söylediklerimin hepsi göçmenler tırnak içinde ‘’misafirler’’  için de geçerli. ...

Listen

Episode 54

January 19, 2023 00:22:06
Episode Cover

Tiyatro ve Göç Yazar Sema Elçim | Sınır Etkisi

Midilli Adası, belki de tarihinin en kaotik dönemini yaşarken, adayı tepeden izleyen gizemli manastırın merhum Aziz’i Gabriel; birbirlerinden hem uzak hem de çok yakın...

Listen