Episode Transcript
[00:00:01] Speaker A: Bir adam bir kadını kaçırmak istediği zaman belli şartları bekler değil mi? Karanlık olmasını bekler, ıssız bir yerde yapar, kameraların olmadığı bir yerde yapar vs. vs.
[00:00:13] Speaker B: Bir tedirginlik içinde çünkü bir şeyden korkar.
[00:00:17] Speaker A: Bir şeyden korkar bu çok önemli.
[00:00:19] Speaker B: Yüz binlerce kaçırılmalar, binlerce kaçırılmalar, kadınlara şiddet, zorla evlendirilmeler. Esad rejimi düştükten sonra yeni yönetim geldiğinde böyle bir skandal ile kadınlar karşılaştı.
[00:00:34] Speaker A: Korktu.
Ayna Beledi, podcast.
[00:00:46] Speaker B: Bunlar etkisinden sesimizi duyurabildiğimiz herkese merhabalar, ben Kader. Abir yanınızda, Abir hoş geldin.
[00:00:52] Speaker A: Hoş buldum, teşekkürler.
[00:00:54] Speaker B: Nasılsın? İyiyim, sen nasılsın? İyiyim, teşekkür ederim. Suriyeli gazeteci diye bir açılış yaptım ama yani... Biraz şey gibi oldu, Suriyeli gazeteci, Türk gazeteci gibi oldu. Kendi kendime şey yaptım, dedim ki ne Suriyeli gazetecisi ya dedim. Ama aslında ben senin bir kadın gazeteci olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Çünkü bugün konuşacağımız konu daha çok kadınlar üzerinde, kadınlar özelinde bir konu ve çok hassas bir konu. Bazı şeylerin ne kadar hassas olabileceğini sadece söylerken, söylemin devamında anlayabiliyor insanlar. Bizim de bugün bahsedeceğimiz konu aslında böyle bir konu. Çoğumuzun bildiği Alevi kadınlar veya kız çocukları özelinde kaçırılmalar, yüz binlerce kaçırılmalar, binlerce kaçırılmalar, kadınlara şiddet, zorla evlendirilmeler. Esad rejimi düştükten sonra yeni yönetim geldiğinde böyle bir skandalla aslında kadınlar karşılaştı, korktu. Biz Türkiye'de Türk kadınlar olarak diyebilirim ya da Türkiye'de Suriyeli kadınlar da aynı zamanda bence böyle bir hissiyata kapıldı. kadınlar kaçırılmaya, kadınların haklarının ellerinden alınacak mı acaba gibi böyle bir sorular aslında alevi sanat içinde, alevi çerçevesinde göründü ama herkesi bir korkusu kapladı. Bugün işte bu konuda kaçırılmalar ne zaman başladı, kimler hedef alındı, yeni yönetim bu konuda neler yapıyor, belki de en önemlisi bu olaylar toplumda nasıl etki yaratıyor? Önce kendini anlat bize. O bir kimdir? Daha sonrasında da bu olaylar nasıl başladı? Ne zaman başladı? Şu ana kadar kaç vaka var? Böyle bir küçük bir giriş yapalım olur mu?
[00:02:42] Speaker A: Elbette. Öncelikle bu alanı bana açtığın için ben teşekkür ediyorum. Emeklerine sağlık. Ben Suriyeli bir gazeteciyim. 2012'ye kadar Suriye'de yaşadım. Gazetecilik mesleğimi Orba icra ettim. 2012'den itibaren ise Hatay'da. Hatay'a geldikten sonra bir süre kendimi Türkçe'yi öğrenmek için zamanımı ayırdım. Sonrasında Ankara Üniversitesi'nde yüksek lisans bitirdim ve depremden sonra aslında Hatay üzerinden haber yazmaya başladım Türk medyasına. Bağımsız gazeteci olarak çalışıyorum. Dediğim gibi depremden sonra bir süre Hatay üzerinden haberler yazıyordum. Suriye'deki yönetim değişikliğinden sonra ise Suriye'ye odaklanmaya başladım. Elimden geldiğince oradaki olayları, gelişmeleri mümkün olduğunca objektif bir şekilde insanlara aktarmaya çalışıyorum. Bu nedenle benim burada bulunmam benim için de çok değerli. Onun için tekrar teşekkür ediyorum sana.
[00:03:46] Speaker B: Ben teşekkür ederim. Kabul ettiğimize vakit ayırdığım için aslında. Bilgilerini paylaşmaya heyecanlı olduğun için. Çünkü hassas konularda bazen bu konularla konuşmak istemiyorum denilebiliyor. Halbuki konuşulması gereken şeyler oluyor.
[00:04:02] Speaker A: Elbette öyle. Yani özellikle senin dediğin gibi söz konusu kadın kaçırma olayları olunca inanılmaz derece hassas bir konu. Üzerinde kesinlikle çok detaylı ve ahlaklı bir şekilde tutmak lazım. Hak odaklı olmak lazım. Çünkü sonuçta bu bahsettiğimiz insanlar kanlı, canlı insanlar, kimisinin çocukları var, aileleri var. Aylar boyunca endişe etişindeler. Yani bizim de gazeteci olarak en azından yani en azından bu insanların sesini duyurma bir, ben onu bir ahlaki bir sorumluluk olarak şahsen olduğunu düşünüyorum.
[00:04:38] Speaker B: Çok doğru. Şimdi hiç bilmeyen birileri dinliyor gibi düşünüyorum ben bizi. Ve bu kaçırılma olayların nedir? Ne zaman başladı? Neler oldu? Neden bu kadar uluslararası yankı uyandırdı?
[00:04:53] Speaker A: Şimdi şöyle, hepimiz biliyoruz 8 Aralık'ta bir yönetim değişikliği yaşandı Suriye'de. Bir yönetim gitti, başka bir yönetim geldi. Bu yönetimin gelmesiyle birlikte aslında insanların içinde bir kaygı ve bir korku vardı. Çünkü yönetimin geçmişine çok hakim oldukları için sonuçta bu yönetim birden dışarıdan gelmiş bir yönetim ya da birden ortaya çıkmış bir yönetim değil. Yıllar boyunca Suriye'nin kuzeyinde İdlib ve etrafı civarındaki bölgeleri zaten yönetiyordu. Öncesinde İŞİD ve Taliban gibi örgütlerin, varlıkların bir parçasıydı. Ve tabii tarih, geçmiş, medya her taraf onların bu konudaki yaklaşımını, infazlarını, cihatçı selefi zihniyetini gösteren örneklerle dolu. Burada böyle bir yönetim yani iktidara geçince doğal olarak insanlar kaygı içinde kalmışlardı. Yalnız aynı zamanda bir 4 yıl süren bir savaş sonrasında herkeste bir yıpranmışlık vardı. Herkes artık bir şekilde ne olursa olsun bir normal hayat yaşamak istiyor.
[00:06:06] Speaker B: Yukarlanabilelim, bir normal bir hayatın içine giriş yapabilelim ne olursa olsun.
[00:06:11] Speaker A: Aynen öyle. Yeni yönetim ise böyle iddialarla geldi. Yani tamam bizim böyle bir geçmişimiz var ama biz değiştik dediler. Krafat taktılar, takım elbise giydiler ve her yerde çıkmaya başladılar. İnsan haklarından, adaletten, herkese eşit davranmaktan bahsetmeye başladılar. Bunu nasıl inandınız diyenler de var Suriyelilere. Aslında bu inanıp inanmamakla alakalı değil bence bu. İnsanların buna inanmaya ihtiyaçları vardı biliyor musun? Çünkü başka seçenekleri gerçekten yoktu. Bu zaten bir emri vaki oldu. Kimse sormadı. Belki Esad'ın gitmesini isteyen büyük bir kitle vardı zaten. Ama Esad'ın yerine gelenlerle ilgili kimse sorulmadı. Bunu mu istiyorsunuz? Onun için bir emri vaki oldu. Emri vaki olunca herkes zaten yani bir tutam umut olsa bile tutunmak zorundaydı. Çünkü başka bir çaresi yoktu insanların yalnız.
[00:07:11] Speaker B: Tek bir dal uzatılmış gibi. Öyle.
[00:07:14] Speaker A: Yalnız bu umutu beslerken, bu beklentiye girerken, arka planda her zaman inanılmaz bir kaygı ve korku vardı. Şimdi biraz psikolojik olarak bakarsak olaya, zaten korktuğun, kaygılı olduğun bir taraf karşısında... Herhangi bir olay olduğu zaman haklı olarak bu senin kaygılarını tetikleyecek. Demek ki korktuğun mu olacak demeye başlıyor insanlar. Bu inanılmaz tehlikeli bir şeydi. Baştan yani geldiklerinden beri belki normal şartlarda baktığın zaman evet bu ülkede bir yönetim değişikliği söz konusu, doğal olarak bir güvenlik boşluğu oluşacak, doğal olarak benzer olaylar yaşanacak. Bunlar zamanla aşılabilir şeyler diyebilir insan dışarıdan bakarken. Yalnız bu yönetimin geçmişine baktığımız zaman bunun mezhebi, dini kimliğe dayalı katliamlar ve ihlaller yapabildiğini düşündüğümüz zaman durum çok değişiyor. Şimdi tam olarak da kadın kaçırılma olayları için aynı şey geçerli. Ne zaman başladığıyla yani oradan başlamak gerekiyorsa aslında yeni yönetimin geldiğinden beri yani geldikten hemen sonra kısa süre içinde Bireysel olaylar ortaya çıkmaya başladı. Humus'ta bir akademisyen kaçırıldı, Reşa El Ali. Henüz ne durumda olduğunu kimse bilmiyor. Hayat öldürüldü mü? Nerede? Hiç kimse bilmiyor. Bununla ilgili hiç soruşturma yapılmadı. Ve buna benzer olaylar, kaçırma olayları, yeni yeni isimler her gün böyle illaki bir yerden çıkıyordu. Bazen Homus'tan, bazen Lazkiye'den, bazen Halep'ten ufak tefek böyle de çoğalmaya başlıyordu. Onun için belki insanlar ilk başta bunlar ortaya çıkmaya başladığı zamanlar biraz da yani işin böyle sistematik bir boyutu olmadığını düşünüyordu herkese. Bir başıboşluk var, kimisi bundan faydalanmak istiyor vs. Çünkü mesela bazı kaçırma olaylarında fidye de isteniyordu, para karşılığında geri getirebiliyordu ailesi, kaçırılan kadınları vs. Ta ki 6 Mart'a kadar. Altınbark'ta biliyorsun kıyın şeridinde sahil bölgesi dediğimiz Laskiye-Betartus'u kapsayan bölge ve genellikle Alevi çoğunluklu olan bir bölge. Orada olaylar başlıyor. Bu olaylar sonucunda tabii orada ayrı bir konu zaten. Ondan da ben çok bahsettim zamanında. Yani merak edenler benim Twitter hesabımdan ulaşabilirler bu haberleri. Yani bu olayların gölgesinde, bu katliamların gölgesinde her yeni bir gün ne kalktığımız zaman yeni yeni haberler ortaya çıkmaya başlıyordu. Ve biz gördük ki aslında özellikle o süreç içerisinde, o katliamların sürecinde ve sonrasında bu kaçırma olayları çok çoğalmış ve belli bir noktaya, belli bir bölgeye odaklanmış durumda. Bu nedenle dikkat çekmeye başladı bu durum. Yani burada sadece bireysel olaylar değil iddia ettiğiniz gibi. Burada sadece işte yönetim değişikliğinden dolayı doğal olarak oluşan bir güvenlik boşluğundan dolayı değil. Burada farklı bir şey var. Burada belli bir kitleye karşı yapılan bir şey var ve sürekli tekrarlanan bir şey. Ve en önemlisi yönetimin buna karşı sıfır müdahalesi var. Onun için insanlar dikkat etmeye başladı. Herkes buna daha fazla odaklanmaya başladı. Neler oluyor tam olarak diye anlamaya çalıştı herkes.
[00:11:04] Speaker B: Aslında özellikle hangi bölgede bu olaylar yoğunlaşıyor diye soracaktım ama aslında bahsettiğin yani şu zamana kadar anladığım kadarıyla birçok bölgede aslında oluyor. Ama belli bir tarihten sonra Kıyı bölgeleriyle ilgili bir yoğunlaşma var ve bu yüzden buna dikkat edilmesi gerekiyor. Bir mezhepsel soruna dönülüyor çünkü gibi bir dikkat çekiyorsun anladığım kadarıyla. Ve sonrasında aslında ne oldu? Yeni yönetim bu kaçılma olaylarına nasıl bir yaklaşım sergiledi? Ne söyledi de insanlara, toplumda nasıl bir etki? Ya sinirlendi çünkü insanlar yeni yönetime. Ben buna farkındaydım. Ne oldu da yeni yönetime sinirlendiler bu konu hakkında?
[00:11:50] Speaker A: İnsanlar neden sinirlendi? Çünkü bu yönetimin bu konuda yaklaşımının şüphe uyandırıcı olduğunu fark ettiler. Bu yönetimin iddia ettiğine aykırı olarak bu tür konularda gerçekten herkese eşit bir şekilde davranmadığını, eksik olarak yani eksik hareket ettiğini ya da bazen hiç hareket etmediğini gördüler. Dolayısıyla bu belli bir süre içinde ıkrarlandığı zaman da belli bir algı oluşturuyor artık insanların kafasında haklı olarak. Şimdi biz kıyı bölgesine tekrar dönmek istiyorum. Neden? Çünkü bir adam bir kadını kaçırmak istediği zaman belli şartları bekler değil mi? Bunu objektif olarak düşünürsek dünyanın herhangi bir tarafında, sonuçta bunlar dünyanın herhangi tarafında olabilecek şeyler mantık olarak. Bir adam bir kadını kaçıracak. Örneğin karanlık olmasını bekler, ıssız bir yerde yapar. Ondan sonra kameraların olmadığı bir yerde yapar.
[00:12:52] Speaker B: Vs. Maalesef, maalesef diyorum bunların hepsine şey yapacak. Yani evet maalesef bu kadar yalnızlığın olmasını bekler aslında. Yani ses olmasın, görüntü olmasın, beni kimse görmesin gibi bir tedirginlik içinde. Çünkü bir şeyden korkar.
[00:13:08] Speaker A: Bir şeyden korkar, bu çok önemli bak. Burada bir şeyden korkmadıklarını görüyoruz. Çünkü bunu gündüz vakti herkesin önünde yaptıklarını görüyoruz. Ailelerinin çabasıyla kamera kayıtları ortaya çıkıyor, deliller ortaya çıkıyor. Yönetimle tüm bunlar paylaşılıyor. Ama sonrasında ailelerle iletişim kurulduğu zaman, insan hakları örgütlerinden vs. Yönetimin ve ilgili kurumların hiç ilgilenmediklerini ya da alay ettiklerini ya da ciddiye almadıklarını söylüyor bu aileler. Bu da yayılıyor bir şekilde. Herkes anlıyor bunu. Yani bunu yapanlar da şimdi burada belli bir örgüt mü var? Yönetimdeki bazı kurumlarla bir iş birliği mi var? Bunlar insan organ ticareti peşindeler mi? Bunlar gerçekten mezhebe dayalı kaçırmalar mı yapıyor? Tüm bu soruların cevabı aslında bizim değil. Eğer gerçekten sen kendini devlet sayıyorsan ve sen kendini bize bir devlet olarak sunuyorsan eğer ve bunun bizi kabul etmemizi istiyorsan, senin bu bilgileri bize vermen gerekiyor, bizim değil. Burada büyük bir eksiklik vardı Suriye'de. Sürekli zaten bir şey söyleyeyim yani bu sadece kadın kaçırılma alakalıyla bir durum değildi. Her konuda, sekiz ay boyunca her konuda yeni yönetimin yaklaşımı buydu. Olayların üstünü örterek ilerledim. Hiçbir şeyin üstünü örterek bir şeyi çözemezsin. Bu bugün patlamaz, yarın patlar.
[00:14:39] Speaker B: Evet, aynı nasıl ki yeni yeni kurulmaya çalışılan her şeyi de olduğu gibi yani. Ben ilk bu olaylar çıktığımda işte yönetimle ilgili yönetimin yapması gerekenler yapılmaz, yapılmayanlar konular konuşulduğuna hep şey diyordum. Çok yeniler, çok karışık, çok zor bir tarihsel olaydan çıkmış bir ülke ve gelen yönetim de çok yeni ve böyle bir devlet olma mantığına sahip bir şey değil demek istemiyorum ama evet ilk defa yapacaklar onlar da bunu. Çünkü daha önceki tarihlerine, geçmişlerine baktığımız zaman görüyoruz hani böyle bir büyük yükün altına hiçbir zaman girmemişler, evet. İlk defa girecekler, evet hataları olacak ama bunları da konuşmazsak düzeltemeyiz.
[00:15:26] Speaker A: Ben çok özür dilerim, seni bölmüş olmayayım ama bu konuyla ilgili özellikle ben bir örnek vermek istiyorum. Yani çok önemli bir şey çünkü senin söylediğin. Elbette başta sadece yani sen değil, senin gibi düşünen çok insan vardı. Bunlar yeni gelmiş, bunlar tecrübesiz. Bir fırsat tanıyalım, zaman tanıyalım. Bunlar olmayacak şeyler değil, olabilir. Yalnız bu zamanı tanırken bir de izliyorsun nasıl yaklaşıyor. Yani gerçekten sadece gardırobunu mu yeniledi bu yönetim yoksa zihniyetini değiştirdi mi? Bizim için burada ne giydiğinin önemi yok. Eğer aynı zihniyetle sen devam edeceksen ve herkesi yok sayacaksan ve sadece senin yakınındaki çevreyi, sana benzeyen zihniyeti yanında tutacaksan ve sadece siz eğer bu ülkeyi yönetecekseniz bu böyle olmaz. Bunun sonucu bu olur. Başka şansı yok bu yönetimin. Yani bugün olmazsa yarın olacak. Bu şekilde devam edemez. Yani bunu görmediği müddetçe bunlar hep olacak, hep yaşanacak.
[00:16:30] Speaker B: Bu bir.
[00:16:30] Speaker A: İkincisi, bunun bir örneğini verebilirim ben. Bir aktivist, bir kadın var. Hiba Erzidin. İdlipli. Büyük bir takip kitlesi vardı, takipçisi vardı Hiba'nın. Ve bu olaylar ilk konuşmaya başlandığı zaman, çünkü gittikçe böyle duyuruluyor ya olaylar. Bu sefer herkesin dikkatini çekiyor. Herkes burada böyle şeyler oluyor. Bunun üzerinden konuşmamız lazım, dikkat çekmemiz lazım. Dursun, araştırılsın, bu kaçırılan kadınlar geri getirilsin vs. diye herkes bir konuşmaya başladı. Hiba da böyle bir eylemde bulundu İdlib'le kendisi dediğim gibi ve birkaç ay önce İdlib'e bir ziyarete gitmişti. Mahallesinde dolaşırken tanıdığı bir adam yanında bir kadınla dolaşırken gördü. Bunları ben sana şu an aktardıklarımı Hiba aynı şekilde kendi Facebook hesabında yazmıştı.
Kadın diyor ki, ben adamı tanıyorum, bizim mahalleli, evli, çocukları da var, yanındaki kadın onun eşi değildi. Yanındaki kadın başını örtmüş ama baş örgüsünden anladım ki acemici örtmüş, yani böyle tecrübeli değil, belli ki yeni kapatmış kafasını anlamında, yani bunu söylemek istedi. Ve dedi ben araştırdığım zaman bu söylendi buna. Dediler ki bu adam bu kadını sahil bölgesinden, Alevilerin bölgesinden getirmiş ve burada imam nikahıyla evlenmiş. Yani kaçırarak. Şimdi Hiba bunu sayfasında paylaşıyor. Hiba'nın amacı burada dikkat çekmekti. Bakın böyle şeyler oluyor. Siz hala inkar etmeye devam ediyorsunuz, buna ısrar ediyorsunuz ama gerçekte böyle şeyler var. Bunun önünü kesmeniz gerekiyor.
[00:18:17] Speaker B: Ben gördüm yani şahidi de oldum diye yani olan olayı yani duyumunu değil kendi gözüyle gördüğü olayı anlatıyor.
[00:18:26] Speaker A: Aynen öyle çünkü bir de o süreçte şöyle bir şey vardı sosyal medya üzerinden çok paylaşımlar yapılıyordu kulaktan kulağa vesaire.
[00:18:35] Speaker B: Çünkü biz de çok şey yapmıştık böyle bir hep haberlerde iki arada bir derede kalıyorduk.
Yalan mı? Doğru mu? Provokasyon mu? Yoksa şey mi? Hani böyle... Çünkü bir tık sanki oldu da öyle bir provokasyon.
[00:18:50] Speaker A: Oldu kesinlikle. Ona da geleceğiz. Onun için ayrıyeten ben gerçekten bazı şeyleri söylemek istiyorum.
[00:18:55] Speaker B: Tamam. Devam etsin.
[00:18:57] Speaker A: Ona geri döneriz. Çok haklı bir duygu bu. Arada kalmak. Çünkü gerçekten sosyal medya bu anlamında yani çok kötü kullanıldı. Ve insanlar artık inanmamaya başladılar. Sen gerçekten birebir tanıdık biri olmadığı zaman, gerçekten güvendiğin böyle ulusal düzeyde bilinen bağımsız bir basın mecrasından okumadığın zaman ya da İnsan Hakları Örgütü'nden vs. inanmamaya başladı insanlar. Ve yönetim bunu bu şekilde kullandı. Yani tepki olarak bunu destekledi yönetim, inkar politikası diyoruz ya. Peki, Hiba da diyor ki ben gördüm. Yani ben kimseyi duymadım. Kimseden duyarak bunu paylaşmıyorum. Kendi mahallemdeki yaşayan adamı gördüm diyor. Ne yaptılar? Linç ettiler kadını. Böyle bir şey oldu. Sanki İdlib hakkında kötü bir imaj yaratıyormuş gibi. İdlib halkına hakaret ediyormuş gibi.
[00:20:00] Speaker B: Bunu İdlib halkı mı yapıyor peki?
[00:20:02] Speaker A: İdlib halkının bir kısmı ama daha çok yönetimi destekleyen, çünkü burada sıradan bir İdlibli çıkıp bunu söylerse kaç kişi duyacak? Ama İdlibli ya da İdlib dışı, yani İdlibli olmak zorunda da değil. Ben sonuçta burada şehri linç etmek istemem asla. Bizim bir canımız yani, İdlib Turiye'nin bir parçası. İdlib halkı inanılmaz. Bu bahsettiğim aktivist İdlibli. Ama bu konu hakkında dikkat çekmeye çalışıyor. Konu halk kendisi değil, burada bizi ilgilendiren, gerçekten bu yönetimi destekleyen, bu yönetimin anlatısını sürdürmeye çalışan kitle linç etti HİBA'yı. Sanki İdlib hakkında kötü imaj yaratıyor, yalanlar uyduruyor.
[00:20:49] Speaker B: Aslında konuyu farklı bir bölgeye çektiler.
[00:20:52] Speaker A: Tamamen öyle oldu. Hatta İdlib Valisi Hiba'ya dava açtı. Evet, İdlib Valisi Hiba'ya dava açtı ve olay tamamen senin dediğin gibi kadar. Kimse o kaçırılan kadınla ilgili şu ana kadar hiç bilgi yok. Kimse araştırmadı. Kimse kimin olduğunu bilmiyor. Oraya ne şartlarda, ne koşullarda gittiğini bilmiyor. Bu kaçırma olayı gerçekten oldu mu? Bu adam bu kadını nasıl oraya götürmüş? Şu ana kadar kimse bilmiyor. Ve yönetim bununla ilgili hiçbir açıklama yapmadı.
[00:21:30] Speaker B: Sosyal medyanın en nefret ettiğim alanlarından birisi şu. Aslında nokta, parmağımızı koymamız gereken kırmızı nokta farklı iken yorumlarla insanların linçlemeleriyle ya da bir grubun bir şekilde bir araya gelip o konuyu farklı yerlere çekip farklı alanlara yönlendirmeye çalışmalarıyla aslında bir şey iyi yapmak istiyorken kötüye bile gidebiliyor.
[00:21:58] Speaker A: Bazen iyi yapmak istiyor ama bazen de bunun arkasında duranların niyetleri hiç de iyi olmuyor. Bunun hatta sistematik ve bilinçli olarak yürütüldüğünü düşünüyorum bazı örnekler için. Peki şimdi bununla beraber başka örnekler de var. Biz bu süreçte sürekli yeni isimler ortaya çıkıyordu. Bu arada sosyal medya ne diyoruz biz Arapça'da? Yani iki uçlu bir silah. Yani aslında doğru şekilde kullandığın zaman inanılmaz faydalı ama kötü şekilde kullandığın zaman bir de o kadar zararlı.
Aynen öyle. Dolayısıyla sosyal medya bu konuda yani kaçırılan kadınların konularını, isimlerini duyurmak konusunda inanılmaz bir faydası oldu aynı zamanda. Dikkat çekmeye başladı. Çünkü belli bir kitle herkes... Bak burada şu çok önemli bir şey var. Ben gerçekten baştan inandığım bir şey vardı. Hala bu inancımı kaybetmek istemiyorum. Benim inandığım, güvendiğim kitle Suriye'de ılımlı, layık, hoşgörülü, eğitimli, medeni bir kitle ve bu çok büyük bir kitle ve bu tüm mezheplerden oluşan bir kitle. Bir mezhebe ya da bir dini kimliğe has değil. Bu kitle eğer gerçekten Suriye iyi bir yere gidecekse, gerçekten bu yeniden kurulan devlet iyi bir yer olacaksa, bu kitlenin sayesinde, bu kitlenin elleriyle yapılacak. Elbette çok zor şeylerle karşılaşıyoruz. Elbette şartlar inanılmaz zorluyor bizi. Ama ona rağmen biz şey diyoruz, susmayacağız. Asıl sustuğumuz zaman kaybediyoruz çünkü. Hani sesini duyurmak ne kadar işe yarar, o ayrı, o tartışılır ama bizim başka şansımız yok. Şimdi bu inançla, evet bu inançla sürekli özellikle kadın kaçırma olaylarıyla alakalı bilinen böyle vurgulayabileceğiniz isimler var sosyal medyada. Gazetecisi var, avukatı var, kadını var, erkeği var, Sünnisi var, Hristiyanı var, Alevisi var ve hepsi aynı mantıkla savunuyorlar bu davayı. Bu kadınlar kaçırılıyor, bu kadınların akıbetini bilmemiz gerekiyor, geri getirmemiz gerekiyor, yönetime sorumluluğunu almak için hep çağrılar yapıyorlar vs.
Yönetim hissi sessiz. Ama biz farklı olaylarda yönetimin sissini ne zaman duyduk? Bu kaçırma olaylarını yalanlayacak birkaç olay oldu onda. İnkar dışında şöyle bir şey var, şöyle bir örnek vereceğim sana. Mira diye bir genç bir kız var. Mira, Güler Hemri'yle olan mı? Sonradan ünlü oldu.
Şimdi artık şey var Burmira.
[00:24:59] Speaker B: Ünlü olan.
[00:25:00] Speaker A: Bu olaylarla ünlü oldu. Sonra eşiyle yani kaçtığı adamla birlikte sosyal medya üzerinden işte paylaşımlar, viz vesaire şey oldu.
[00:25:11] Speaker B: Bu olayı ben okuduğumda yani izlediğimde videolarını falan haberlerini okuduğumda ben şey hissettim. O zamana kadar bu kadınların kaçırılmasını falan takip ediyordum. Dedim ki yani neler oluyor Suriye'de acaba ne olacak acaba yönetim ne diyecek? Hani bu ciddiyetle takip ediyordum. Ve bu olayı gördüğümde sonra şöyle bir küçük bir tebessüm attım ve dedim ki yine bir propaganda dönüyor Suriye'nin içerisinde. Yine Bir şeylere inanamam. Ve ondan sonra okuduğum haberleri daha böyle ikinci kez, üçüncü kez, başka yerden duymam gerekiyor. Evet, yalan mı doğru mu böyle bu gözle bakmaya başlayan ben bile böyle söylüyorum. Ben de likayet ışığı içerisindeyim. Bunu düşünün ki herhangi bir toplumda sosyal hayattaki bir insan, olaylarla ilgili hiçbir şey bilmeyen bir insan için ne kadar ciddi olabilir bu olay? Böyle görürse.
[00:26:10] Speaker A: Ki bu olaydan sonra kesinlikle bir sürü kişi aynı şekilde ya inanmamaya başladı ya da soğudu, ilgilenmemeye başladı. Yani böyle bir haber çıksa bile önüne dikkatimi çekmez.
[00:26:25] Speaker B: Bu ya yalandır ya şeydir, kaydır.
[00:26:29] Speaker A: Bu çok tehlikeli. Çünkü bu bahsettiğimiz Mira'nın hikayesi, bu sadece Mira'nın hikayesi. Eğer Mira gerçekten sevgilisi için kaçmışsa, ki öyle çıktı ortaya sonradan, bu demek olmuyor ki onun dışındaki kaçırılmış, şu ana kadar belgelenmiş, daha belgelenmeyenler de var tabii, şu ana kadar belgelenmiş en azından 38-40 kadının hikayesi değil ki bu. Yani Mira tamam sevgilisine kaçmış olabilir ve daha önemlisi, Bizim halk olarak, bizim aktivist gazeteci olarak bunu ortaya çıkarma gibi bir görevimiz yok. Bu görev asıl yönetimin, asıl devletin, bir devletin vatandaşı kaçırıldığı zaman bu olayın gerçeğini ortaya çıkarma görevi devletindir. Biz, benim, senin değildir. Ama biz ne yaptık? Sürekli bunu bile, Miran'ın olayını bile aktivistlerin emeğiyle ortaya çıktı. Çünkü Miran'ın babası bir ara duyuru yaptı sosyal medya üzerinden. Benim kızım kaçırıldı diye. İşte Enstitü'ye gitmişti. Sonra geri dönmedi vesaire. Bir süre geçti tabii birkaç hafta. Sonra birden uyandık. Mira bir genç bir adamla ortaya çıkıyor. Babasıyla gidiyorlar. İşte ben sevgilim için kaçtım vs. gibisinden diye bir söylenmek çıkıyor önümüze. Tabii başta herkes yine şüphelenmeye devam ediyordu.
Yani acaba objektif şartlarda mı bunu söylüyor? Zorla mı? Birileri söyletiyorlar başına bir şey gelmesin diye mi? Ailesinin başına bir şey gelmesin diye mi? Düşünmeye başladık. Sonra baktık ki hayır bu kız gerçekten sevgilisi için kaçmış. Hatta sonrasında dediğin gibi sosyal medyada artık şey ne diyorlar buna Türkçe'de hani böyle sürekli paylaşım yapıyorlar.
[00:28:27] Speaker B: Evet.
Tren topik.
[00:28:30] Speaker A: Tren topik oldular eşiyle birlikte ve hala devam ediyorlar. Belki de para kazanıyorlar. Kendilerinin bildiği bir şey. Tamam o ayrı bir konu da. Ama ben başa dönmek istiyorum. Kader burada. Mira. Mira'nın hikayesi, herkesin hikayesi değil. Mira'nın hikayesi eğer bu şekilde çıktıysa bu affetmiyor, affettirmiyor senin eksikliğini yönetim olarak. Ama yönetim ne yaptı burada? Mira'nın hikayesi bu şekilde ortaya çıktığı zaman yönetimi destekleyen tüm basın mecraları Mira'ya yoğunlaştı. Artık biz uyanıyoruz, önümüzde Mira'nın hikayesi var. Yatıyoruz, önümüzde Mira'nın bir röportajı var. Bu kadar Mira'ya odaklanmışken geri planda, arka planda gerçekte kaçırılmış kadınların ve ailelerin hakkında kimse bir şey anlatmadı. Ve bu inanılmaz tehlikeli bir şey.
[00:29:37] Speaker B: Sınır Etkisi programını Apple Podcasts, Google Podcasts, Spotify, Stitcher, SoundCloud platformları üzerinden dinleyebilir ve konu hakkındaki görüşlerinizi bize iletebilirsiniz.