Episode Transcript
[00:00:03] Speaker A: Peki ben burada bir soru soracağım. Din açısından ne kadar kabul edilebilir? Bugün Sünniler bu 14 yılın intikamını almakla haklılar mı acaba diye sormadan önce, Sünnileri 14 yıl boyunca katleden Aleviler miydi diye sormamız gerekiyor. Bak bu çok önemli bir nokta kader. Bir gadrobu değiştirmekle olmuyor bu iş.
Aynap Beledi. Podcast.
Mira'nın hikayesi, herkesin hikayesi değil. Mira'nın hikayesi eğer bu şekilde çıktıysa, bu affettirmiyor senin eksikliğini yönetim olarak. Ama yönetim ne yaptı burada? Mira'nın hikayesi bu şekilde ortaya çıktığı zaman yönetimi destekleyen tüm basın mecraları Mira'ya yoğunlaştı. Artık biz uyanıyoruz, önümüzde Mira'nın hikayesi var. Yatıyoruz, önümüzde Mira'nın bir röportajı var.
Bu kadar Mira'ya odaklanmışken, geri planda, arka planda, gerçekte kaçırılmış kadınların ve ailelerin hakkında kimse bir şey anlatmadı. Ve bu inanılmaz tehlikeli bir şey. Şöyle, Mira, yanlış anlaşılmasın, Mira aslında kaçana kadar kimse onu bilmiyordu. Sosyal medyada böyle bir şey aktif değildi. Ama bu olaylar olduktan sonra ve bir sürü basın mecrası, bir sürü Gazeteci, aktivist onunla görüşme yaptıktan sonra işte bakın Mira kadınlar kaçırılıyor diyorsunuz Suriye'de ama böyle bir şey yok. İşte bakın Mira kendi iradesiyle katmış, tebligecisinin yanına gitmiş vesaire vesaire diye anlatmaya başlıyorlar. Sonra kız baktı ki herhalde artık bir şey yapabilir yani trend olmuş hikayesi. Bundan yola çıkarıp bu şekilde yoluna devam etti. Buna benzer bir olay daha sadece iki gün önce, yine haftalar önce, üç çocuk annesi, Mayisellum diye bir kadın, kaçırıldığı haberi ortaya çıkıyor. Çocukları ağlayarak bir videoda çıkıyorlar, yalvarıyorlar. İşte annemiz kaçırıldı, biz annemizi geri istiyoruz. Ailesi çıkıyor, kardeşi çıkıyor ve herkes Mayisellum'u konuşmaya başlıyor. Belli bir süre sonra ama isterim tabi şu ana kadar verdiğim tüm bu örnekler Alevi kadın. Bu arada bunun da altını çizmek istiyorum. Maisel Lundeli bir süre sonra bir videoda çıkıyor. Örtülü. Normalde başörtüsü yok onda. Önceki halinde. Başörtülü. Ve diyor ki ben hur irademle evimden kaçtım. Benim eşimle sorunlarım vardı. Ve bir yere gittim. İşte arkadaşımın yanına gittim Halep'te. Sonra bir adamla evlendim. Şu an burada yaşıyorum. Mutluyum ve her şey yolunda. Böyle bir şeyle karşılaşıyoruz. Sonra yine zaman geçiyor. Meysel Lum hashtag'ı oluşuyor sosyal medyada. İşte Meysel Lum'u kurtarın. Meysel Lum aslında kaçırılmış. Baskı altında bu paylaşımı yapıyor. Sonra Meyseloum'un yaşadığı yani kaçtıktan sonra ya da kaçırıldıktan sonra yaşadığı köyün ismi ortaya çıkıyor. Birlikte yaşadığı adamın ismi ortaya çıkıyor. Ve ona rağmen bir şey yapılmıyor.
Sonra haberlerde şu çıkıyor ortaya, Meiselum şehri olan Laskiye'ye getiriliyor, emniyet güçleri tarafından ailesi onu teslim almak için geliyor. Bu tabii yönetimin hikayesi, yani söylemi. Meiselum onları reddediyor, onlarla gitmek istemiyor ve kendi iradesiyle geri dönmeyi seçiyor Halep'e, birlikte yaşadığı adama. Sonrasında yine farklı basın mecraları gidiyorlar. May ile bir görüşme yapıyorlar şu an yaşadığı köyde. May diyor ki ben çok iyiyim. Ben şimdi yeni doğdum. Ben buraya geldiğim gün kendimi yeni doğmuş gibi hissediyorum. Eşim beni darbediyordu. Çocuklarımı tabii ki ben isterim. Çocuklarım beni istiyorlarsa buyursunlar gelsinler buraya. Birlikte yaşayalım. Ama istemiyorlarsa kendileri bilir. dedi videoda. Peki ben burada bir soru soracağım. Şimdi biz bu yönetimin en yumuşak yani en yumuşak sözlerle tahrik edecek olursak muhafazakar ve dini bir yönetimi olduğu açık zaten. Peki ben soru soracağım. Muhafazakar ve yani inançlı bir yönetim için bu Din açısından ne kadar kabul edilebilir? Bir kadın, evli bir kadın evli olduğu halde kaçıyor. Tamam ben bu söylemeyi ben imsayacağım. Tamam bu doğru. Senin söylediğiniz doğru. Peki siz buna nasıl müsaade ediyorsunuz? Evli bir kadın evinden kaçıyor ve evli olduğu halde evli olmadığı bir adamla yaşıyor ve bu haftalarca devam ediyor ve siz yerini biliyorsunuz ama buna karşı bir şey yapmıyorsunuz. Peki başka bir soru? Biraz mezheplerin isimlerini kullanarak konuşmak zorundayım şu an. Özür dilerim. Hiç tarzım değil. Ama ne yazık ki bu süreçte sürekli bu sözleri kullanmak zorundayız Suriye'de. Ben şöyle farz edeceğim. Sünni bir kız. Kapalıydı. Evliydi. Üç çocuğu vardı. Halep'ten Laskiye'ye kaçtı. Alevi bir sevgilisi varmış. Onun yanına gitmiş. Sonra videoda çıkmış ve demiş ki Tabii başörtüsünü çıkarmış ve demiş ki ben artık Halep'te yaşamak istemiyorum. Ben eski kocamla mutlu değildim. Benim hayatım şimdi başladı. Ben yeniden doğmuş gibiyim ve ben burada yaşamaya devam edeceğim. Yönetimin tepkisi ne olur bu?
[00:06:34] Speaker B: Soru işareti.
[00:06:35] Speaker A: Büyük bir soru işareti. Yani sadece bunlara bakarsak biz aslında gerçekten demin dediğim gibi bir gadrobu değiştirmekle olmuyor bu iş.
[00:06:47] Speaker B: Çok güzel yani o zaman da söyleyecektim, sonra çok güzel açıkladın. Aslında hiç bu konu hakkında bilgisi olmayanlar için de yönetim olsun, bu olaylar olsun, Suriyelilerin düşünceleri olsun, yeni yönetime karşı, yeni ülke değişimlere karşı nasıl bir düşünce yapısında olduğunu ben çok iyi anladım şu an senin anlatımınla, betimlemenle birlikte. Umarım dinleyicilerimiz de anlamıştır. Anlamıştır diye düşünüyorum zaten. Çok basit bir şekilde anlattık çünkü konuşmaya çalıştık. Dediğim gibi maalesef ki mezheplerle konuşuyoruz. Çünkü sizin aslında eski yönetimin size bıraktığı bir lanet diyebilirim ben. O mezheplerin sizin dilinizde sadece takılmış olması. Çünkü hep biliyoruz ki Bağış Regimi eşittir Aleviler, Alevilerin gibi bir kaç sene, altmış senelik bir düşünce yapısı. Onunla birlikte büyüme var. E tabii ki de bundan kurtulmak kolay olmuyor ama konuşularak sürekli bu konu üzerine durularak daha layık, daha demokratik, daha düşünce yapısını değiştirebilecek bir şekilde ilerleyebilirsiniz diye düşünüyorum.
[00:08:03] Speaker A: Yani çünkü bak bugün Suriye'de ne olup bitiyorsa aslında büyük bir kısmı sadece Suriyelilerin birbiriyle algısıyla alakalıdır bence.
[00:08:14] Speaker B: Ben sana bir soracaktım. Bir şey sorabilir miyim? Bu kadın kaçırılma olaylarının veya katliamların, Alevilerin... Şimdi biz bugün kadın kaçırılma olaylarını konuşuyoruz ama bu haberin bir de bir değişiği olarak şey var. Alevi katliamları başladı. Bu işte Esad rejimi düştükten sonra yeni rejim döneminde bu işte boşluktan seni de dediğin gibi kadın kaçırılmaya nasıl boşluktan yararlanıyor bunu da aynı şekilde boşluktan yararlanılarak geçmişin intikamını alma şeyiyle yani büyük ihtimalle bazılarında vardır çünkü insanız. Çünkü büyük bir toplum. Çünkü hiç kimseyi bir şey kontrol altına alamıyorsunuz. Alevilere karşı bu katliamlar, kadın kaçırılmaları böyle.
[00:09:00] Speaker C: Bir payı da var mı?
[00:09:01] Speaker B: Yani bir intikam bir Sunni tarafından yine mezhepsel konuşuyoruz ama yani konuşmak zorundayız ne yazık ki. Ne yazık ki onlar bize böyle yapmıştır senelerdir biz de onları artık işte güç bizim elimizde yönetim bizim tarafımızda gibi bir düşünce mi vardı Suriyelilerde?
[00:09:19] Speaker A: Çünkü şöyle söyleyeyim, bu soruya cevaben iki noktadan bahsetmek istiyorum. Birincisi, bazı anlatılar, bazı söylemler öyle sistematik ve yani planlı bir şekilde yürütülüyor ki sen aslında buna cevap olarak baştan bu söylem nereden çıktı, niye çıktı, ne şekilde çıkarıldı, ne amaçlarla çıkarıldığıyla uğraşacağına bu söylemin Şu an bugün vardığı noktada ne kadar haklı olup olmadığını tartışmak zorunda kalıyoruz. Oysa Esad rejimi Alevilerden ibaret değildi. Bunu bizim unutmamamız lazım bir kere. Yani biz kendimize Sünniler bu kadar ki Sünniler çok çekti. Onu biz de biliyoruz. Sünniler 14 yıl boyunca... Evet, niye sünniler özellikle? Çünkü bu çatışmalar en çok sünnilerin yaşadığı bölgelerde olmuştu 14 yıl boyunca. Ve sünniler, evet, tarih hep anlatmalı sünnilerin yaşadıklarını bu 14 yıl boyunca. Ama sünnileri bunu yaşatan Aleviler değil. Bunu unutmamak lazım. Bunu gerçekten çok iyi bir şekilde ayet etmek lazım. Biz bugün Sünniler bu 14 yılın intikamını almakla haklılar mı acaba diye sormadan önce Sünnileri 14 yıl boyunca katleden Aleviler miydi diye sormamız gerekiyor. Bak bu çok önemli bir nokta kader. Çünkü Esad rejiminin içine girdiğin zaman nasıl ki Alevi biri yer aldıysa orada ve faydalandıysa Alevi olmayanlar da vardı. Şimdi elbette doğal olarak kendi çevresi çünkü adam Alevi. akrabaları dolayısıyla doğal olarak Aleviler. Kim daha çok destekleyecek? Kim daha çok faydalanacak? Çevresindeki dar olan, yakın olan aileleri, akrabaları ve çevresi yani dost, komşu. Ama sen bu çemberin dışına çıktığın an Alevilerin yıllar boyunca, esad yani 50 yıl boyunca yaşadıkları yoksulluğu, ihmali, zulmü anlatamazsın. Bak ben Aleviyim.
Ben Alevi'yim ve bunu ben yani şöyle Alevi bir evde doğdum. Ben kendimi böyle tarif ederim ama bu benim için hiçbir şey ifade etmez. Ben bugün savunduğum insanların kimliği ne olursa olsun aynı şeylere maruz kaldıkları zaman zaten savundum. Ben 14 yıl boyunca buradaki Suriyelileri Gözüm kapalı savundum ve bunu yapmaya devam edeceğim. Kim zulüm görürse, benim için bir alevi bir evde doğmuş olmam benim için hiçbir şey ifade etmez. Ben insanım, ben Suriyeliyim ve onun için bunu konuşuyorum. Ama neden bu örneği vermek zorunda kaldım? Çünkü hani demin diyorduk ya biz duyumdan, kulaktan kulağa bir şeyler anlatmıyoruz. Biz yaşadıklarımızı anlatıyoruz. Benim köyümden Esad rejime sürecinde en azından şu an sana solcu, liberal, komünist Esad'a karşı muhalif oldukları için en azından sana 81 isim sayabilirim şu an. Habiste yıllarını yitirmişler. Kimisi habiste öldü. Sırf muhalif olduğu için. Ve bunlar hepsi alaviydi. Hepsi en azından Alevi demesek de Alevi bir yerde doğmuşlar. Onun için bir kitleyi, bir toplumu mezhebi kimliğiyle etiketlemek, mezhebi kimliğe dayalı algılar yürütmek son derece yanlıştır. Sen hiçbir şekilde... Bu sadece Aleviler için değil, Sünniler için de geçerli, her mezheb için geçerli. Hiçbir şekilde bir mezheba dayalı bir algı yaratamazsın. Çünkü sadece biz bu mezhebi doğarak taşıdığımız için belli özellikleri taşıyor olmamız.
Gerekmiyor, gerekmiyor. Bu bir. İkincisi, şimdi kıyı seridedeki alevilere karşı yaşanan katliamlar olduğu süreçte, evet bazen böyle sesler çıktı. Belki de başka bir yerden baktığın zaman, senin de dediğin gibi, İnsan hali bunlar sonuçta çekmediği kalmamış. Kimisi ailesini kaybetmiş, kimisini evini, yurdunu kaybetmiş, kimisi engelli kalmış hayatı boyunca varil bombalardan dolayı bunların yaşadıkları kolay değil. Dolayısıyla intikam duygusunun ortaya çıkması meşru değil. Meşrulaştırmıyoruz, evet olabilir demiyoruz ama anlaşılabilir, anlaşılmaz değil diyenler oldu. Ama bu ne zaman değişti? Süveyda'da.
Süveyda da değişti. Çünkü Süveyda'da aynı şekilde 13 Temmuz'dan itibaren katliamlar sürmeye devam ediyor. Süveyda'da alevi yok. Süveyda çoğunluk düzdü ve daha da fazlası Süveyda son Esad rejimi düşmeden önce son bir buçuk yıl boyunca belki Suriye'nin hiç görmediği başka bir bölgede görmediği gibi Her gün Kerame Meydanı diye bir meydan var Süveyda'da. Her gün binlerce kişi Esad'a karşı protestolar yaptı orada. Süveyda'da 50 bin erkek askeriye göndermedi Süveyda çocuklarını sırf Esad rejimine hizmet etmesinler diye. Süveyda devrimi destekleyen bir şehirdi. Süveyda'dan devrimi, İdlib'i, her tarafı, Suriye'nin her tarafını, Esed'e karşı ayağa kalkan her tarafını destekleyen sloganlar atıldı hep Kerame Meydanı'ndan. Ama ne oldu? Süveydalılar şu an öldürülüyor. Bıyıkları kesiliyor. Onurları yerle bir ediliyor. Neden? Düzü olduğu için. Bu ne kadar acı bir şey. Burada demek ki bizim bahsettiğimiz intikam duygusundan çıkıyor.
[00:15:13] Speaker C: Evet. Bu bir zaman nefret, intikam bunların hepsinin.
[00:15:18] Speaker B: Bir karışımı olarak bir karmaşık bir olayın.
[00:15:22] Speaker C: Içerisine sürüklüyor aslında insanlar düşünceleriyle birlikte. Ve gerçekten bunları ayrı ayrı perspektiflerde ayrı ayrı bir şekilde özellikle bakılması gereken konular.
Kadınlardan bahsettik, kadın kaçırılmaları diye açtık konumuzu. Ama bak ne kadar birbirleriyle ilişkili ve dokunan şeyler ve bahsedilmese olmayacak, bahsedilmese birisi tamamlanmayacak olaylar silsilesinden bahsediyoruz. Çok hassas, çok hastas bir şekilde konuşulması gerekilen konu var. Çünkü gerçekten bir tarafı çok böyle hani fark etmeden bile kırabilirsin. Belki biz bu konuşmamızda bile bazıları biri bir mezhepten bir taraftan biri dinlediğinde bir kelimemize kırılabilecek. Böyle hassas bir konu.
[00:16:15] Speaker A: İnanılmaz hassas bir konu kesinlikle.
[00:16:18] Speaker C: Evet biz sadece seninle de bugün oturduğumuzda kadınlar hakkında da konuştuğumuzda Genel olarak bir çerçeve oluşturmak istedik, genel olarak bir bilgi vermek istedik ve bu konuda ben kendi adıma da söyleyeyim, hani kimi kırılacak olacaksak veya kim kırıldıysa üzmeden, bilmeden üzdüysek... Özür dileriz çünkü biz sadece bir insan olarak konuşmaya çalışıyoruz. Ben her zaman podcastımı açtığımda konuklarımı davet ettiğimde öyle söylüyorum. Nereden, hangi taraftan, hangi tarafa olduğu önemli değil. Sadece insan ve insan hakları bir insanın onuruyla yaşayabilmesi için ne gerekiyorsa onu savunuyoruz ve onu konuşuyoruz.
[00:17:02] Speaker A: Kesinlikle, kesinlikle katılıyorum Kader. Onun için bence yani biz bunu çok açık bir şekilde zaten program başından bence dile getirdik. Biz insan haklı odaklı konuşuyoruz burada. Kimliğine, mezhebi ya da başka kimliğine bakmaksızın bunları anlatıyoruz. Bugün Alevileri anlatıyoruz. Yarın başka bir kesimin başına gelirse anlatırız. Geçmişte Sünnilerin başına geldiğinde nasıl anlattıysak. Bugün de anlatmaya devam ediyoruz, anlatmaya da devam edeceğiz. Dolayısıyla bence aynı ilkeleri savunan, aynı düşünceleri, aynı değerleri taşıyan her kimse bizden alınmayacak. Tam testiyizi destekleyecek ve hak verecek.
[00:17:41] Speaker C: Evet, evet.
[00:17:42] Speaker B: Ben sana ne kadar teşekkür etsem az. Çünkü yani her konuda... Sana sormak istediğim birçok soru vardı. Onların bile cevaplarını verdin diğer konuların içerisinde. Uzun uzun örnekleriyle anlaşılabilir bir şekilde. Gerçekten çok değerli bilgiler sundun. Dinleyicilere de, benim kendi şahsımda, bana da. Çünkü ben de bu konu hakkında çok fazla karmaşık duygular içerisinde. Sadece Arapça, Arap medyasını takip ederken bile karmaşık duygular içerisine girdim. bir birey olarak sana teşekkür ediyorum aslında. Yani daha bu konunun devamı çok var. İzleyicilerimiz, dinleyicilerimiz de bizim de kendi farkındalığımızı arttırmamız gereken çok fazla konu var. Çok fazla detay var. Bunu biz bir zaten konuştuk seninle de bir bölüm bir silsile şeklinde devam ettirmek istiyoruz. Daha ayrıntılarına girerek bu bir başlangıç bölümü olacak. Ve sana çok teşekkür ederim. Diline sağlık, emeğine sağlık, bilgine sağlık.
[00:18:47] Speaker A: Ya rica ederim ne mutlu bana eğer gerçekten yani bu konuda bir emeğim olduysa ben teşekkür ediyorum tekrar bu alanı açtığın için.
[00:19:22] Speaker B: Sınır Etkisi programını Apple Podcasts, Google Podcasts, Spotify, Stitcher, SoundCloud platformları üzerinden dinleyebilir ve konu hakkındaki görüşlerinizi bize iletebilirsiniz.