Episode Transcript
[00:00:00] Yeryüzündeki hiçbir güç size kaybedilen hayatları ve ıstırap yıllarını geri veremez. Yapılan geri alınamaz. Ama sessizliği sona erdirebiliriz. Başımızı başka yöne çevirmeyi bırakabiliriz.
[00:00:14] Birleşik Devletler Hükümeti'nin yaptığı utanç vericiydi ve üzgünüm. Özür dilerim. Ve bu özür çok geciktiği için de üzgünüm.
[00:00:27] Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Bill Clinton'ın özür konuşmasıydı. Peki, Bill Clinton bu sefer ne için özür diliyordu? Bu sefer, büyük güçler, yoksul halklardan neyin özürüne diliyordu?
[00:00:40] Sonu gelmeyecek özür silsilelerinin hangi biriydi bu?
[00:00:53] Ayna Beledi Podcast Sınır etkisinden sesimizi duyurabildiğimiz herkese merhabalar. Ben Kader.
[00:01:29] Bu hafta bilimin karanlık tarafını inceleyeceğimiz önemli bir konuyu ele alıyoruz. Prengi deneyi.
[00:01:36] Tıp tarihinde kara bir leke olan bu deney, insanların güvenini suistimal eden bilimsel araştırmaların acı bir örneği.
[00:01:44] Bugünkü bölümde deneyin nasıl başladığını, kimleri etkilediğini ve bu olayın günümüze kadar gelen etkilerini konuşacağız.
[00:01:53] Yıl 1932 Amerika Birleşik Devletleri'nde Alabama'nın Tuskegee kasabasında ABD Halk Sağlığı Servisi tarafından başlatılan bir araştırma söz konusu. Araştırmanın amacı tedavi edilmemiş prenginin doğal seyrini anlamak.
[00:02:10] Prenge özellikle 20. yüzyılın başlarında ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak görülüyordu ve bu hastalık üzerine bilimsel araştırmalar yoğunlaşmıştı. Fakat bu deneyin yöntemleri ve amacı bilim etiği açısından büyük tartışmalara yol açtı.
[00:02:29] Frange deneyine katılanlar çoğunluğu yoksul olan ve sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlı olan Afro-Amerikan erkeklerdi. Deneye katıldıklarında Frange hastasıydı zaten bu insanlar ve kendilerine ücretsiz tedavi verileceği vaat edilmişti. Onlar için hava hoştu, zaten paraları yoktu, hastaydılar ve ücretsiz tedaviyi kabul etmişlerdi.
[00:02:52] Fakat gerçek tamamen başkaydı.
[00:03:08] Bulaşıcı bir zührevi hastalık olan Phreng'in bilinen bir tedavisi yok. İşte tam da bu zamanlarda araştırmacılar Phreng deneyini başlattı. Deneyin amacı bu hastalığa sebep olan bakterinin neden olduğu cinsel yolla bulaşan, yıkıcı ve hayatı tehdit eden bir hastalık olan tedavi edilememiş Phreng'in etkilerini incelemekti.
[00:03:30] Tam tamına 600 Afro-Amerikan erkek deneye katıldı. Bunların 399'u prengili, 201'i ise sağlıklıydı.
[00:03:39] Bu gönüllülerin çoğu hala beyaz çiftçilerin emrinde çalışan, çok az resmi eğitim almış hatta hiç eğitim almamış yoksul insanlardı.
[00:03:50] Frengili olduğu tespit edilen insanların hiçbiri frengi olduğunu bile bilmiyorlardı. Bu insanların hiçbirinin elbette olan bitenden haberi yoktu. Sadece küçük bir kan testi yapılacağını düşünüyorlardı.
[00:04:04] Tedavi edileceklerine inanan bu insanlar aslında sadece gözlemleniyorlardı. Deneyin asıl amacı hastalık tedavi edilmeden nasıl ilerlediğini görmekti.
[00:04:15] Aslında daha da kötüsü preng tedavisinin bulunmasına rağmen katılımcılara bu bilgi verilmedi ve tedavi edilmeleri engellenmişti. 1947 yılında Frangin'in tedavisi için penicillin kullanılmaya başlandı. Fakat Frangin deneyinde yer alan deneklere bu tedavi sunulmamıştı. Hastalar bilgilendirilmedi ve tedavi edilmeleri bilerek engellendi. İşte bu durum tıbbi etiye tamamen aykırıydı ve insan haklarının ciddi bir ihlali anlamına geliyordu.
[00:04:49] Araştırmacılar bu deneyi 40 yıl boyunca gizli tutmuştu.
[00:04:53] Ancak 1972 yılında gazeteci Jane Heller tarafından yapılan bir haberle büyük skandal gün yüzüne çıktı. Tabii ki de bu haberin ardından deney sona erdirildi. Fakat yine de kamuoyunda büyük bir infial yarattı.
[00:05:20] 1969'a gelindiğinde bu adamlardan yüze yakını tedavi edilmeyen hastalıkları nedeniyle ölmüştü. Doktorlar ne olursa olsun deneylerine devam ettiler.
[00:05:31] Deneklerin eşlerine de frengi geçmişti artık.
[00:05:35] İşin asıl etik olmayan tarafı deney başladığında doktorların frenginin nasıl tedavi edileceğini zaten biliyor olmalarıydı.
[00:05:46] Deney yürütücülerinin ortak amacı ise siyahilerin beyazlardan farklı olarak hastalıktan ne türlü etkilendiklerini anlamaktı.
[00:05:54] Bu deney başladıktan 15 yıl sonra hastalık üzerinde penisilinin etkili olduğu kesinleşmişti artık. Araştırmacıların artık incelemelerini durdurmaları ve hastalarına etkili olan tedaviyi vermeleri gerekiyordu. Fakat durum böyle olmadı.
[00:06:11] Bu deneyle ilgili en büyük infial ise frang ilaçları piyasaya sürülürken ve hatta ilaçlar halka ücretsiz dağıtılmaya başlanırken bile deneyin sonuçlarını görmek adına deneklerin bu ilaçları kullanmalarının engellenmesiydi.
[00:06:27] Deney sonrası çalışmanın sonuçları araştırmacılar tarafından 1936'da Prestijli Tıp dergilerinde yayınlandı.
[00:06:37] Lange deneyinin tıbbi etik anlayışa aykırı olduğu açıkça belliydi. Ancak kimse itiraz etmedi.
[00:06:48] Olayın ortaya çıkmasının ardından deney sonucunda zarar görenlerin ailelerine 10 milyon dolarlık tazminat verildi. Ancak çalışmanın araştırmacıları hiçbir zaman yasal olarak sorumlu tutulmadı.
[00:07:02] Deneyin bu kadar uzun sürmesi ise tıp tarihine en uzun süren ve başarısızlıkla sonuçlanan ırkçı deney olarak geçmesine neden oldu.
[00:07:12] Fakat anlattığım bu Alabama'da geçen deney, Frange deneyinin ilk etki olmayan çalışması değildi.
[00:07:19] Aslında 1946-1948 yılları arasında Guatemala'da benzer Frange deneyi gerçekleştirilmişti.
[00:07:27] Bu deneyler ABD ve Guatemala'lı yetkililerin işbirliği sayesinde yapılmıştı.
[00:07:33] Doktorlar ve askerler mahkumlara, akıl hastalarına izinleri olmadan fren gibi diğer cinsel yolla bulaşan hastalıkları bulaştırmıştı. 1948'e gelindiğinde en az 1300 kişi kasıtlı olarak bu bulaşıcı hastalıklara maruz bırakılmıştı.
[00:07:52] Bu çalışmalar hiçbir zaman gizlenmedi. Hatta bazı sonuçları konferanslarda sunuldu, makalelerde yazıldı, dergilerde yayınlandı.
[00:08:02] Deneyin sonuçlarına ve etkilerine bakacak olursak, skandalın ortaya çıkmasının ardından ABD hükümeti deneyde zarar görenlere yönelik tazminatlar ödemeye başlamıştı. 1997 yılında Başkan Bill Clinton kamuoyuna resmi bir özür diledi.
[00:08:20] Resmi bir özür dilenmiş olsa bile zamanında insan haklarını ihlal ederek insanlara bu hastalığın tedavisini sunulmaması onların hayatlarını zaten mahvetmişti. Özür dilemek, tazminatlar ödemek bunları geri getirmeyecekti. İşte insan hakları bu yüzden önemli. Öncesinde çalışmalar yapmak, öncesinde haklarımızı koruyabilmek, haklarımızı bilmek yeri geliyor, hayat memat meselesi oluyor. Ancak Prenge deneyi, bilimsel araştırmaların etik sınırları ve tıp dünyasında güvenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştu.
[00:08:56] Bu deney tıp araştırmalarında etik kuralların sıkılaştırılmasına ve insan deneklerinin korunmasına yönelik önemli reformların yapılmasına yol açtı.
[00:09:07] Günümüzde bile bu olay yüzünden Afro-Amerikan toplumu arasında bilim ve sağlık hizmetlerine karşı duyulan güvensizliğin bir sembolü olarak hatırlanıyor Frenge deneyi.
[00:09:32] bilimsel araştırmaların insan hayatını nasıl etkileyebileceği ve etik kurallar neden bu kadar önemli olduğu üzerine düşündüren bir konuyu ele aldık. Frenge deneyi tıbbın en karanlık dönemlerinden biri olarak tarihe geçti. Bu tür hataların bir daha tekrarlanmaması için etik kuralların sıkı sıkıya takip edilmesi gerekiyor ve insanların haklarını bilmesi gerekiyor.
[00:09:58] Frengi deneyi tabii ki de beyaz perdede de yerini buldu.
[00:10:02] Bayan Everson Çocukları isimli film ile deneyin acı verici gerçekleri beyaz perdeye de yansıdı.
[00:10:08] Film 1997 yılında Emmy ödülü almıştı. Eğer izlemediyseniz izlemenizi tavsiye ederim. Sınır etkisini dinlediniz.
[00:10:17] Bizi nereden, hangi zaman diliminde dinliyorsanız hepinize günaydın, iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler diliyorum.
[00:10:49] Zını Etkisi programını Apple Podcasts, Google Podcasts, Spotify, Stitcher, SoundCloud platformları üzerinden dinleyebilir ve konu hakkındaki görüşlerinizi bize iletebilirsiniz.