Episode Transcript
[00:00:00] Speaker A: Geçen haftaki Londra saldırısı ile ilgili gerçeklerle karşınızdayız. Bu videoya gizli bir kaynak iletti. Mysterion'a kaptığı Quentin Beck'in ölümünden önceki son anlarını gösteriyor. Uyarıyoruz. Videonun içeriği sizi rahatsız edebilecek. Elemental'ı başka bir boyuta göndermeyi başardım. Ama bu çöplükten sağ çıkamayabilirim. Ölümcek adamlar neden siz saldırdı? Star Teknoloji'nin silahlı dronları var.
Bir sonraki ailemler benim diyor. Başka kimse değil.
[00:00:25] Speaker B: Dron saldırısından emin misin?
[00:00:27] Speaker A: Önemli can kayıpları olacaktır.
Allah Allah!
Bu şok edici video bugün erken saatlerde çok tartışılan haber sitesi Daily Bugle.net'te yayınlandı. İşte gördünüz millet! Örümcek Adam'ın Mysterio'nun vahşi cinayetinden sorumlu olduğunun kesin kanıtı! O gezegenimizi kurtarmak için hayatını veren boyutlar arası bir savaşçıydı! Hiç şüphe yok ki adı en büyük süper kahraman olarak tarihe geçecek! Ama hepsi bu değil millet! İşte asıl bomba geliyor! Hazır olun! Otursanız iyi olur! Örümcek Adam'ın adı! Örümcek Adam'ın gerçek adı!
Örümcek adamın adı Peter Parker!
[00:01:20] Speaker B: Sınır etkisinden sesimizi duyurabildiğimiz herkese merhabalar. Ben Kader.
Bugün sizlerle Marvel Sinematik Evreni'nin son dönemlerde en çok konuşulan filmlerinden biri olan Spider-Man No Way Home, Eve Dönüş Yok, üzerine derin bir yolculuğa çıkacağız. Ama bu kez, filmi sadece bir süper kahraman hikayesi olarak değil, modern dünyanın en büyük krizlerinden biri olan göçmenlik meselesi ve ahlaki ikilemler üzerine inceleyeceğiz.
Çevremizde her gün daha çok hissettiğimiz göçmenlik ve sınır politikaları, toplumların ahlaki sorumlulukları ve büyük güçlerin aldıkları kararların sonuçları. İşte tüm bu temalar filmin temel hikayesinin çok ötesinde bizleri düşünmeye ve sorgulamaya davet ediyor. Hazırsanız filmdeki metaforları, karakterlerin seçimlerini ve günümüz dünyasına yansımalarını hep birlikte keşfedelim.
Hepimizin bildiği gibi Spider-Man, çoklu evrenlerden gelen karakterlerle dolu bir film. Hepimizin hayran olduğu bir karakteri ya da gıcık olduğu, nefret ettiği, öldürmek istediği, Spider-Man'in öldürmesi gerektiğini düşündüğü bir karakteri vardır. Bugün bahsedeceğimiz Eve Dönüşü Yok filminde ise her bir karakter modern dünyadaki göçmen krizine dair güçlü metaforlar sunuyor. Gelin öncelikle hep birlikte bu karakterleri tek tek tanıyalım ve onların hikayelerdeki yerlerini toplumsal eleştirilerle nasıl örtüştüklerini inceleyelim.
Meşhur Spider-Man. Kırmızı elbisesiyle, kim olduğunun bilinmeyişiyle gizlilik içeren dünyanın kahramanı. Ama bu bölümde Spider-Man'in kim olduğunu dünya öğreniyor. Peter Parker.
Filmin ana kahramanı ve genç yaşta büyük sorumluluklar üstlenmek zorunda kalan süper bir kahraman. Bu filmde Peter sadece kötülerle savaşmakla kalmıyor, aynı zamanda ötekiler olarak görülen karakterlerin yaşamlarına dokunmaya çalışıyor. Peter'ın en büyük mücadelesi ise doğru olanı yapıp yapmamak arasında yaşadığı ahlaki ikilem.
[00:04:03] Speaker A: Ne dilediğine dikkat et Parker.
Çok rica edeceğim bana ne olduğunu açıklar mısınız? Peter Parker'ın örümcek adamı olduğunu bilen herkesin... ...unutmasını istediğin o berbat ettiğin büyü var ya... ...her evrenden Peter Parker'ın örümcek adamı olduğunu bilen herkesi... ...bonya çekmeye başladı.
Her evrenden mi? Sen de kimsin? Ben neredeyim? Bence onlara bir şey söylemeyelim. Çünkü açıkçası çoklu evren hakkında çok az şey bildiğimiz bir kavram.
Çoklu evren gerçek mi?
Bu mümkün bile olmamalı. E hani büyüyü durdurmuştun? Hayır onu sınırladım ama görünüşe göre birkaç tanesi kıl payı geçmiş.
Başka dünyadan bir varlık algıladım. Terliklerimi giyip kanalizasyona kadar takip ettim ve bu yapışkan yeşil hergeneyi gördüm. Büyü mü?
[00:04:52] Speaker B: Peter'ın hikayesi güçlü olanın sorumluluk alması gerektiği felsefesini simgeliyor. Filmin başlangıcında Dr. Strange ile aynı fikirde olup ötekileri geldikleri yere göndermek istese de onların hikayelerini dinledikçe onlara ikinci bir şans vermenin önemini anlıyor.
Peter'ın dönüşümü toplumların göçmenleri dışlamak yerine onlara destek vermesi gerektiğini vurguluyor.
Filmdeki önemli karakterlerden bir diğeri ise Spider-Man'in halası.
Peter'ın en büyük destekçisi ve ahlaki pusulası. Hayatını yardıma muhtaç insanlara yardım etmeye adamış bir karakter görüyoruz.
Filmin ilerleyen kısımlarında büyük güç, büyük sorumluluk getirir. Sözünü Peter'a hatırlatarak sadece süper güçlere sahip olanların değil, herkesin başkalarına karşı bir sorumluluğu olduğunu gösteriyor izleyicilerine.
[00:05:49] Speaker A: Sanırım kaburgam kırdım. Hepsi benim suçum be.
[00:05:57] Speaker B: Strange'i dinleyip onları geri yollamasına izin vermeliydim.
[00:06:01] Speaker A: Ödürülebilirlerdi.
[00:06:03] Speaker B: Doğru olanı yaptın.
[00:06:05] Speaker A: Sorumlusu ben değilim, May.
Norman ne dedi?
Ahlak yemeği istiyordun mu? Hayır. Hayır, beni iyi dinle.
Sen yeteneklisin.
Senin gücün var.
[00:06:24] Speaker B: Bu büyük güç, beraberinde büyük sorumluluk getirmeli. Anlıyor musun?
[00:06:34] Speaker A: Evet, biliyorum. Hadi o zaman, gidelim oradan. Tamam, gidelim.
[00:06:40] Speaker B: Bir dakika, biraz soluklanayım. Aslında halamız toplumsal sorumluluğun bir simgesi.
O, göçmenleri yalnızca sorun olarak görmeyip onlara ikinci bir şans verilmesi gerektiğine inanan biri. Onun fedakarlığı ve Peter'ı cesaretlendirmesi toplumların göçmenlere karşı merhametli ve adil olması gerektiğinin temsili aslında.
Spider-Man'in halasının ölümü, bu sorumluluğun bazen büyük bedeller gerektirdiğini, fakat bunun doğru olanı yapmanın bir parçası olduğunu gösteriyor bizlere.
Doctor Strange'e gelelim.
Filmin başında düzenin korunmasını savunan, sınırların ve kuralların önemli olduğunu düşünen bir karakter.
Sizlere birilerini hatırlatıyor mu?
[00:07:27] Speaker A: Bozuk büyüğünü içine kıstırdım ve uygun ritüeli tamamladığımda... ...büyüğü tersine çevirip bu adamları evrenlerine geri yollayacak.
Ya sonra?
Yok mu olacağız? Hayır, teşekkür ederim ben almayayım.
Beni buradan çıkarın! Peter!
Strange, onları geri yollayamayız, henüz değil.
Neden?
Aralarından bazıları ölecek. Parker, bu onların kaderi.
Yapma Strange insaflı ol.
Büyük çoklu evren hesabına göre fedakarlıkları hayatlarından çok daha fazlasını ifade eder.
[00:08:28] Speaker B: Strange, çoklu evrenlerden gelen karakterlerin kendi evrenlerine geri gönderilmesi gerektiğini savunuyor ve bununla birlikte kaosu engellemek istiyor. Düzen ve kontrol onun için her şeyden önce geliyor. Strange'in yaklaşımı sınırların korunması ve düzenin bozulmaması gerektiğini savunan ülkeleri temsil ediyor aslında.
Göçmenleri geri göndermeyi istemesi modern toplumların yabancılara karşı aldığı sert önlemleri simgeliyor.
Dr. Strange'in bakış açısı ötekilerin düzeni bozabileceği korkusunu yansıtarak bu korkunun nasıl kararlara yol açtığını gösteriyor.
[00:09:09] Speaker A: Konuyu bir konuşabilir miyiz?
Parker, çoklu evrende Peter Parker'ın örümcek adam olduğunu bilen sonsuz sayıda kişi olduğunu anlamıyor musun? Ve bu büyü çözülürse hepsi buraya gelir. Ya tamam anlıyorum ama bu adamları ölüme yollayamayız. Onların kaderi.
Kim olduklarını değiştiremediğin gibi bunu da değiştiremez. Ya yapabilseydik? Kaderlerini değiştirebilseydik? Ne yapıyorsun?
Kırsak yolda. Mal! Mal!
[00:09:46] Speaker B: Filmden çok spoiler vermek istemedim yani çok fazla bir şey anlatmak istemedim. Karakterleri birlikte analiz edip göç krizi bağlamında eleştirmeyi tercih ettim. Ama filmin finaline geldiğimizde göçmen krizine dair iki farklı bakış açısının çatışmasına tanık oluyoruz. Dr. Strange sınırları kapatmak ve düzeni korumak isterken Spider-Man karakterimiz Peter Parker ötekilere ikinci bir şans vermek için çabalıyor. Ancak sonunda diğer evrenlerden gelenlerin geri gönderilmesi, bir anlamda sınırların korunması gerektiği mesajı veriliyor. Bu göçmen karşıtı politikaların bir zaferi gibi görünse de aslında filmin sonunda Peter'ın yaşadığı kayıplar bu kararların ne kadar acı sonuçları olabileceğini gözler önüne seriyor. Peter'ın halasının ölümü aynı zamanda da Spider-Man kimliğini kaybetmesi aslında ikinci şans verilmediğinde nelerin kaybolabileceğine dair güçlü bir metafor sergiliyor.
İşte bu film bize göçmenlerin toplumların sorumluluğunda olduğunu ve bu sorumluluğun hafife alınmaması gerektiğini hatırlatıyor.
[00:10:56] Speaker A: Bizi ölüme terk edebilirdin. Neden etmedin?
Çünkü öyle biri değil.
Sanırım size yardım edebilirim. Başınıza geleni düzeltebilirsem, o zaman döndüğünüzde her şey farklı olur ve ölecek adamla dövüşürken ölmeyebilirsiniz. Ne demek düzeltme? Şimdi bizimki ileri teknoloji... Sana yardım edebilirim. Ben de kendi çapımda bir bilim insanıyım.
Oktavüs yapabileceklerimi biliyorum. Düzeltmek mi? Yani saç gibi mi?
Reddediyorum. Ya hiçbir şey için söz veremem.
[00:11:30] Speaker B: Ama en azından bu şekilde eve dönünce bir şansınız olabilir.
[00:11:33] Speaker A: İkinci bir şans.
Ne yani şimdi denemeye değmez mi? İnan bana Peter, insanları düzeltmeye çalışırsan bununla her zaman sonuçları olur.
[00:11:43] Speaker B: Bu zorlu kararların bedelini sadece bireyler değil, aynı zamanda toplumlar da ödüyor. Bugün sizlerle Spider-Man No Way Home, Eve Dönüş Yok filminin köçmen krizi ve ahlaki ikilemler bağlamında incelemesini yaptık. Film, sınırlar, insan hakları ve sorumluluklarımız konusunda bizleri derin bir sorgulamaya davet ediyor.
Filmi izlediyseniz konuştuklarımızla birlikte tekrar bir izlemeye davet ediyorum sizi.
İzlemediyseniz eğer, verdiğimiz spoilerlar için özür diler ve yine de filmi izlemeye davet ederiz. Anlattıklarımız ve konuştuklarımızın aklınızın bir köşesinde bulunmasıyla birlikte.
Farklı bir bakış açısıyla Marvel evrenine hep birlikte gidip bir bakalım bir daha.
Sınır etkisini dinlediniz.
Bizi nereden, hangi zaman diliminde dinliyorsanız hepinize günaydın, iyi günler, iyi akşamlar ve iyi geceler diliyorum.
Zını Etkisi programını Apple Podcasts, Google Podcasts, Spotify, Stitcher, SoundCloud platformları üzerinden dinleyebilir ve konu hakkındaki görüşlerinizi bize iletebilirsiniz.
